06-01-2022, 06:56 PM
Peygamberleri Birbirinden Ayirmadan Sevmek
(Kar©glanin 14.04.2014 Vaazi)
14 Nisan 2014 Pazartesi
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
.. La nüferrigu beyne ehadin min rasulih.
sadakallahul azyim Bakara 285 den Pasaj.
Euzubillahimineşşeytanirracim
Bismillahirrahmenirrahim
Biz, O'nun resulleri arasından (hiç) birini, diğerinden ayırmayız.
sadakallahul azyim Bakara 285 den Pasaj.
esteuzubillah
ve yüzhib gayze gulubihim.
sadakallahul azyim Tevbe Suresi 15 den pasaj
esteuzubillah
O, onlarin kalplerindeki kin ve düşmanligi gidersin.
sadakallahul azyim Tevbe Suresi 15 den pasaj.
Allahümme salli ala Tabibi kulubene Muhammed.
Kalplerin doktoru Muhammede salat ve selam olsun.
Yolculugumuza başliyoruz:
Yol sapa fakat sonunda düzlük var inşallah.
Bakara suresinde buyruldugu üzere imanin şartlarindan biride
peygamberlere imandir, fakat hicbirini digerinden ayrimadan iman etmek
farzdir .
Amma insanoglu öyle bir tabita sahiptirki mesela yeşili sever
fakat maviyi sevmeye bilir, yahut sütü sever inegi sevmeyebilir, yine
sonra yazi sever kişi sonabahari sevemeyebilir, tabiat gerigi yaratiliş
icabi bu böyledir.işde peygamberlerin ahlaklarindan birisine talip olup
digerlerini sevmeyebilir, fakat asil olan bütün güzel ahlaklar güzel
oldugu gibi, herbirisi digerini tamamlar ve birbirinden ayrilmaz . o
güzel ahlaklarin azizi olan peygamberleride öylece birbirinden ayirmadan
sevmek gerekir.
gecenki vaazimizda dedigimiz her ahlak bir hayvanda tecelliyat
gösterir. ve her hayvan, ve her bitki bir cibilliyatin merkezidir, ve
gökcek ahlaklar: peygamber ve evliyalara, asfiyalara verilmişdir. bizler
onlari taklid ile o ahlaklari temsil ederiz. yani insan yalan söylerse
catal dilli yilan cibilliyati gösterir, yine calar cirparsa tilki ahlaki
gösterir, yine düşmanina dahi mert davranan Allahin arslanlarindan olan
hamza ve Ali kerremallahu veche gibi arslanlik ahlaki gösterir.
işde her günah güzel bir ahlakin ziddi olarak halkolmuşdur ve
ayni sag el sol elin simetrisi oldugu gibi iyi ile kötüde birbirine
simetri gösterir.ve kainati alemin haritasi "insan bedeninde bir yer
vardir orasi iyiyse bütün beden salahdadir selamettedir eger orasi
kötüyse bütün beden harapdadir. ve o yer kalpdir." buyurdu peygamber
azimuşşan efendimiz.
bedende herşey simetrik, peki kalp niye tek, ciger akciger iki
parca simetrik, böbrek öyle, karaciger ve mide karşilikli yine, sag el
sol el, sag ayak sol ayak, sag göz sol göz, peki agiz tek kalp tek,pipi
tek, dübür tek desek yalniş olur onlar yön degiştirmiş olarak birisi
pipi birisi popo olarak ve ön ve arkada birbirinin ziddi olanlardir.agiz
tek desen yine degildir yani alt dudak ve üst dudak olarak simetri ve
yine ziddiyet gösterendir yine sag köpek dişi, sol köpek dişi yine
simetri mucizesi vardir ve kalpde kendi icinde simetri gösterir ve kirli
ve temiz kan bölümü olarak ikiye ayrilir ve hava kirliligi ne kadar cok
ise insanlarin kalbindeki fikirleride o kadar kirlidir. ve kan iyi
temizlenmediginden dolayi kalpdede kötü fikirler ve kalbin emrindek, el
koldanda kötü fiiller cereyan eder. ve işde oksijen hayat ve imandir ve
ölüm kalbin oksijensiz kalmasi sonucudur. ve her insana belli bir
metreküp oksijen miktari, takdiri ezelde alacagi nefes olarak
yazilmişdir. ve onun alcagi nefes miktari dolunca nefes almasindaki
görevli olan melaikeler, alcak oksijen bulamayinca kalp oksijensiz kalir
ve, Allahsiz ve imansiz bir kalp ölür can ondan cikar gider, ve ruh
yani hay olan Allahin tecelliyatgahi oksijen moleküllerindedir, ve insan
hu der nefes alir hu der nefes verir, onu verip onu alir . ve hay olan
diri olan ölmiyen Allah ona imdad etmezse o beden ölür.
oysaki bitkiler ise, güneşi görünce onlar bizim tersimiz olan
karbon dioksit alip oksijen verirler. ve bitki ne yapiyormuş ölüleri
driltiyormuş yani ölmüş, toprak olmuş bir bedenin ruhlari olan,
nefesleri olan yani, aldikdan sonra kirletipte attigi oksijenin, kirlisi
olan karbon dioksitleri alip onlari temizleyip tekrar temiz oksijen
olarak geri veriyor. yani geri dönüşüm üniteleriymiş onlar. ve
olabilirki bir karabon dioksit molekülü taaaa firavunun nemrutun
kirletipde burnundan agzindan verdigi kirli nefesi olabilr. ve bitki onu
alir temizler oksijen olarak geri verir, fakat o oksijen girdigi ve
kirlendigi firavunun bedeninden bir kod almişdir, ve o kod ile
temizlendikden sonra ,yeniden birisine nefes olunca, o insan o oksijeni
alinca yine firavunluk alametleri göstermeye başlar, ve dejavu yaşar.
cünkü o oksijen daha önce firavun veya nemrut bedeninde görev görmüş, ve
belli kodlar alarak kirlenmiş ve atilmişdi. ve aldigi kodlari yeni
bedeninde de tahayyülleri ve tasallutlari ve kötü fikir ve fiiilleri
olarak yine can bulur. yani o zaman ruh ölmez demek budur. onlar tekrar
tekrar can bulurlar, geri dönüşüm üniteleri sayesinde, yeni canlarda
görev alirlar fakat
işde Muhammedin caninda yolculuk etmiş ona ruh ve hayat vermiş
bir oksijen size, mekke medineye gidince, ordan dünya dagilan oksijenler
olarak, ulvi ve gökcek ahlaklar olarak dagilir. ve her hac eden başka
bir oksijen molekülü alip gider, ve yine orayada eskiden gitmiş
olanlarin oksijenlerini geri getirirler. ve böylece peygamberlerin ve
ashabin ruhlari insanlarda, sünneti seniyeyi yapma gayreti farzlari
yapma gayreti olarak boy gösterir. eger bir adam hacda peygamberin namaz
kilarken alip verdigi oksijenlere erişdiyse, o kimsede, peygamberin
hangi namazi dausina sebeb olduysa yeni girdigi bedendede o kodlari
verir ve hatirlatir, ve o insan, bir sebeble o namazlari dikkate alir, o
dualari ögrenip, onlari yapar, o sünnetlere ihtimam gösterir. ve her
mümin müminin aynasidir ve bir mümin yanindakilere faydali olup verdigi
nefesi ilede o oksijen peygamberden sonra o yeni bedenlerde, ne yeni
kuvve kazandirdiysa, bir üst seviyeye cikmiş vaziyette, o oksijen diger
müminede faydali olur.
işde salihlerele beraber olmak demek onlarin aldigi nefeslere
ortak olmakdir verdigi nefeslere ortak olmakdir onlara melaikeler ulvi
ruhlarin oksijenini yani ruhlarini getiriler ve onlar o bedene girince o
bedende güzel ahlaklar ve ibadetler olarak boy gösterir. ve böyle temiz
bir cemaatin icinde bulunan bir mümin hep daha fazla güzel ahlaklara
sahip olcak ,yeni yeni sünnetler, bilgiler zikirler ögrencekdir. fakat
zalimlerle oturup kalkanlarda zalim, hirsizlarin dostu hirsiz, zinakarin
dostuda, zina ruhlarini alip verceklerdir.
işde kafir mezarliginin üstüne zulmet yagar demek böyle bir
zulmettirki ordaki karbondioksit molekülleri hep yalniş kod ile
kodlanmiş ve günahlarla kirletilmiş, ve habis ruh taşiyan kimselerin
canidir ruhlaridir. ve bir nakşi şeyhi bir vakit bir sofisi ile bir
köyden bir köye giderken bir taşlikda oturur ve oradan kalkamayacak bir
vaziyete hasta olur, ve oradan uzaklaşinca derki burada bir azili
kafirin kabri vardi, o yüzden ona zulmet yagiyordu bende onun oldugu
yere oturunca bana o zulmet sirayet etdi demişdir. yani öyle bir kafirki
günahlari ilede bedenini hasta etmiş ve hasta bir bedenin oksijnleri
karbondioksite dönmüş, ve hala o oturdugu yerden gaz olarak etrafa
yayilmakdalarki işde ordaki bitkilerin o gazlari tekar oksijene
cevirmesi sonucu o şeyh bedenine almişdir, ve bedeninde, o zulmet ve
hastaliklar inlemeler onu rahatsiz etmişdir yani.
işde her peygambere bir ahlak, cibilliyat olarak verilmişdir. ve o
ahlakin sifatlarini taşiyan nefsi hayvanisi vardir. ve nefsi hayvanasi
olan hayvanlarin iyi huylu olanlari, insanliga faydali olanlari oldugu
gibi, her hayvan grubununda düşmanlari, ve o hayvaninda vahşi ve
insanlarla ülfet etmeyenleri vardir. ve gökcek ahlaklar, o hayvanin
taşidigi, güzel özellikleri ve sifatlari taşiyan kimselerdir. mesela ari
vardir biri bal yapar, biri eşşek arisi, biri kilic arisi. yani bal
yapip insanlara dogaya faydalimi, yoksa sadece dogaya faydali, veya
kilicari eşşek arisi gibi hazira konup beleş bala konan, ve insanlara
hayvanlra zararli mahluklarmi bakilir, ve bir hayvanin türevlerinin
olmasi, o ahlakin simetrileri demekdir iyiden kötüye en kötüye kadar. ve
o ahlakin ve cibilliyatin başi bir peygamber azmuişşandir. ve o
peygamber o nefsi hayvaninin en güzel ve gökcek hünerlerini taşir. ve
onun ümmetleride biraz iyisi biraz kötüsü en kötüsü olarak o hayvan
türünün türevleri olarak boy gösterir, ve ahlak gösterirler. ve nefsi
hayvanisini terbiyet etmek isteyen şahis, önce hangi peygamberin
ahlakinda ve hünerinde ve mesleginde bir yapisi var bakilir. ve o nefsi
hayvaninin canlisi olan, o hayvan türünün en iyisinin, en iyi
hünerlerine sahip olmaya calişmak demek, seyri sülükde kendini kemal
mertebelerinde yol aldirmasi demek olur. ve o kimse eger hirsiz ise
tövbe eder fakat kirk gün calmaz kirkbirinci gün önüne cazip bir kalem
cikar şaka maka derken kalemi cebine ativerir. cünkü o meclisden
salihlerden uzaklaşirsa o zaman yani, o bölgenin ortasi demek merkez
cekirdek en yüksek ahlakin merkezi, kenari demek işde ahlakin
zayifladigi yerler demekdir ve iyice kenarlarina cikinca bu sefer
düşmanlari ile karşilaşilir.ve salihlerden uzak kalmak demek kuzuyu
kurtlarin kaptigi yer demekdir.işde ona kirkbirinci gün güzel kalem hoş
görünür ve derki: kücücük bir kalem ne olcak der cebellezi yapar calar
tekrar hirsiz olur. böylce artik portakalin kabugunun cillendigi
küflendigi gibi hastalanmaya başlar, uzaklaşa uzaklaşa kurtlara yem olur
ve tekrar hirsiz olur . nitekim avusturya da bizim bölgemizde nakşiler
tekke acdilar, az bir sofi cemaati oluşdu, sonra aralarindaki kilicari
cibilliyatlilar yüzünden tekkke kapandi ve merkezden uzaklaşan arilar,
sofiler ,eski kumarci kumarci oldu, zinakar zinakar oldu, hirsiz hirsiz
oldu. cemaat dagildi. yani atomun cekirdegi korundugu müddetce, o atom
varligini sürdürebilir, eger atomun cekirdegindeki elekrtronlari
sofileri, tek tek calinarak zarar verilirse, en sonunda atom diye bişey
kalmaz tekke diyede bişey kalmaz .o yüzden salihlerle, müminlerle olmak
lazimdir. cematten kopan kurtlara yem olur. kendi yem oldugu yetmez,
cekirdege şeyhede tarikatada gurubada tekkeyede zarar verir. cazibesini
kaybeden bir yildiz bir peygamber bir şeyh kara deliklere patozlara yem
olurlar.
işde bu yüzden her gökcek ahlak bir peygamberin ahlakidir, yani
her güzel ahlak bir peygamber, evliya, veya asfiyanin ahlakidir. ve her
ahlakin emmarelerini üstünde gösteren bir hayvan vardir, ve o hayvana, o
peygamberin nefsi hayvanisi denilir. ve aslan her ne kadar ormanin
kiralida olsa, bir sincap bir maymunda, yahut bir toz baligi, bir
örümcek, bir güvercin, bir karincada o kadar hünerlidir. ve aslan iyide
karinca kötüdür deyip aslani iyiler grubuna karincayi kötüler gurubuna
ayiramayiz. karincanin zararli olanlari oldugu gibi, faydali olanlarida
vardir. ve hic bir güzel ahlakli peygamberi, digerinden üstün tutamayiz.
amma herbirinde, meziyet ve hüner farki vardir. karincada tasarruf ve
calişkanlik oldugu gibi, aslandada mertlik ve cesaret vardir. yeterki
sen nefsini terbiyet ederken, onlardaki güzel ahlaklari, kendine düstur
edinesin. aaslanin tembel tembel yatişini ele alir, yatarsan ac
kalirsin, aslanda avlanmaz yatarsa ac kalacagi gibi.
bana arkadaşini söyle sana kim oldugunu söyliyeyim denilir. işde
karincayla oturup kalkan eger mümin ve şuurlu ise calişkan ve tasarruf
sahibi olur, arilarla haşir neşir olan birisi eger ariligi ögrenirse bal
yapip insanlara şifa dagitir yani eczaci ve doktur olur,alim ve bilgili
olur.yikanmayan bitlenen birisi pirelerle bitlerle arkideş olur ve onun
bunun sirtinden bitlenmesini, asalakligi ögrenir, ondan bir sigara,
bundan bir yemek, gecinir gider, nerde beleş oraya yerleş ahlaki ile
ahlaklanir.eger böyle bir kimse asalakligi terkederse, önce fare
cibilliyatina cikar ,sonra kedi, sonra kaplan ,sonra en üst seviye
,aslan olur.
imanin birinci şarti Allaha iman konusunda, bugünkü vaazimizda,
oksijen ve hay olup, hayat ve can veren Allaha imani, ve iyi ruh ve
kötü ruh sahibi olmayi, ve sonra imanin dördüncü şarti, peygamberleri
birbirinden ayirmadan iman etme şartini ögrendik, inşallah diger
yolculuklarimizdada diger şartlarina deginiriz kisaca.
Rabbim hakki hak bilip hakka ittiba, batilida batil bilip batildan ictinap eden, kullarinin zümresine ilhak eylesin.
elfatiha maassalavat
Kar©glan
Başağaçlı Raşit Tunca
Schrems, 14.04.2014 Pazartesi
Original Kar © glan